Kendinizi maraton koşarken hayal ettiniz mi? Eğer biraz önce duraktan hareket etmek üzere olan metroyu yakalamak için koştuğunuz 10 metre sizi soluk soluğa bıraktı ise hayal değil, kabus olurdu bu. Çoğu kişinin muhtemelen bir günde evinden işine otomobiliyle gidip gelirken kat ettiğinden uzun bir mesafe 42 kilometre. Çağın gerçeği hareketsiz yaşamın 42 adıma bile tahammülü olmuyor çoğu kez. Ancak ilk adımı atıp koşanların sayısı da bunu maraton düzeyine çıkaranların sayısı da her yıl artıyor.
29 Eylül’de Almanya’nın klasiği Berlin Maratonu’nu 54 bin 280 kişinin tamamladığı duyurulmuştu. Dünya rekoru anlamına gelen bu sayı, Nisan ayında Paris Maratonu’nu tamamlayan 54 bin 175 kişilik taze bir rekorun üstüne gelmişti. Ancak Berlin’in rekoru da uzun ömürlü olmamış, 3 Kasım’daki New York Maratonu’nda 55 bin 530’a ulaşılmıştı.
REKLAM
New York’ta rekorun kırıldığı gün İstanbul Maratonu da kendi rekorunu kırmıştı. Ancak yukarıdaki sayıların yanında devede kulaktı. Spor İstanbul’un açıklamasına göre 4 bin 156 koşucu maratonu tamamlamıştı.
BİR KİŞİ KAZANIR AMA KAYBEDEN KİM?
2025 yılında bu sayıların da geçilmesi şaşırtıcı olmayacak. Sayı artıyor ama her bir maratonu hala bir kişi kazanıyor. Bu açıdan bakılırsa kaybeden sayısının da her geçen yıl arttığını söyleyebiliriz. Ama kaybettiğini düşünen maraton koşucusu pek azdır. Madalya iddiası olan elit bir atlet değilse, çoğu maraton koşucusunun motivasyonu kişisel olduğu kadar birbirine de benzer. Elit atletlerin 2 saat dolayında koştukları 42 kilometreyi ne olursa olsun tamamlamak isteyenler de start alıyor. 4 saatin altında bitirmeyi hedefleyen de… Hele 3 saatin altına iniyorsa bir amatör, önemli bir eşiği aşmış oluyor. Hedefler de bu noktada “kendiyle yarışmak” klişesinde toplanabiliyor.
REKLAM
Usta bir ismin yazdıkları da bu yönde: “Tam maraton koşucuları ne demek istediğimi çok iyi anlayacaktır; herhangi birine üstün gelmek ya da yenilmek, koşucu için sorun değildir. Elbette yarış kazanmayı hedefleyen üst sınıf bir koşucu iseniz, gözünüzün önündeki rakiplerinizi alt etmeniz önemli bir ödevdir, ama halktan bir koşucu için bireysel galibiyet ve mağlubiyetler önemli bir konu değildir.”
“KOŞMASAYDIM YAZAMAZDIM” DİYEN YAZAR
Çağın en önemli yazarlarından biri olarak kabul edilen Japon Haruki Murakami, aynı zamanda bir maraton koşucusu. Üstelik bunu defalarca yapmış. 100 kilometrelik bir ultra maratonu da tamamlayabilmiş. Yukarıdaki satırlar, koşunun hayatını nasıl değiştirdiğini anlattığı “Koşmasaydım Yazamazdım” isimli kitabından.
1949 doğumlu Murakami’nin 2023 yılında çekilen bir fotoğrafı
Aynı kitabında yine sıradan bir koşucunun motivasyonunu “Hedeflediği zaman içerisinde koşabildiğinde bir şeyleri başardığını, koşamadığında ise başaramadığını hisseder. O süre içerisinde koşamasa bile, elinden geleni yaptığına dair bir doyum oluşuyorsa ve bir sonraki yarışa çıkabilecek olumlu duygular hissedebiliyorsa, dahası yeni bir şeyler keşfettiğine inanabiliyorsa, bu da bir başarıdır. Başka bir deyişle, koştuktan sonra kendisiyle gurur (ya da ona benzer bir şeyler) duyabilmesi, uzun mesafe koşucusu için önemli bir ölçüttür” sözleri ile anlatıyor.
REKLAM“KENDİME AİT BİR SESSİZLİK ZAMANI”
Bu işin yarış kısmı… Bu düzeye erişebilmek için biraz antrenman gerekiyor. Bunun için de koşmaya başlamak. Büyükşehirde yaşayan bir çalışanın koşmaya vakit ayırması uykusundan feragat etmesi demek çoğu kez. Üstelik bunun yazı da kışı da var. O saatte yataktan kaldırıp sokağa çıkaran motivasyonu nereden buluyor bir koşucu? Kilo kontrolü için bunu yapan da var elbette. Koşu grupları ile sağlıklı bir sosyalleşmeyi hedefleyen de. Ama bir başka amaç da yalnız kalmak. Burada yine Murakami’ye kulak verirsek: “Günde bir saat kadar koşup, o süre boyunca kendime ait bir sessizlik zamanına sahip olabilmek, ruh sağlığım açısından önemli bir anlam taşımaya başladı. En azından koşarken ne kimseyle konuşmam ne de başkalarının konuşmalarını dinlemem gerekiyordu. Yalnızca çevremdeki manzarayı izleyip, kendimi bulmam yeterliydi. Bu hiçbir şeyle değiştirilmeyecek ölçüde değerli bir zaman dilimiydi.”
REKLAM
Roman yazmaya dair birçok şeyi yollarda koşarken öğrendiğini söyleyen Murakami gibi bir şeyler öğrenebilir ya da her bir koşu adımı ile bir sorunun üstünden geçebilir miyiz?
Neden denemeyelim?
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
14 Ocak 2025SPOR
14 Ocak 2025GÜNDEM
14 Ocak 2025SPOR
14 Ocak 2025SPOR
14 Ocak 2025GÜNDEM
14 Ocak 2025GÜNDEM
14 Ocak 2025